Meram Masaj Salonu

“İyi mi? Yarım saattir tek bir alan kişi bile almadım.” “dinlence zamanı.” Meram Masaj Salonu  “Bilmez miyim? Sahibi Krager0’deki dağ kulübesine gitti ve beni Oslo’nun en ölü cenaze otomobiliyla burada bıraktı. Ve de kuzey Avrupa’nın en ölü şehrinde. Sanki birisi buraya nalet olası bir nötron bombası atmış benzer biçimde.” “Çalışırken fazla terlemekten hoşlanmadığım sanıyordum.” “Hah, domuz benzer biçimde terliyorum.

Eli sıkı piç otomobillere klima taktırmıyor. Taksiyi bırakınca kaybettiğim sıvıyı geri almak için nalet bir deve şeklinde içmem gerekiyor. Böylece astarı yüzünü geçiyor. Dün tüm gün kazandığımdan daha fazlasını içkiye yatırdım.” “Bunu duyduğuma hakikaten çok üzüldüm.” “lanet kurallara hakkaten uymak lazımmış.” “informasyon sızdırma olayından mı bahsediyorsun? Bu nedenle

Den Norske Bankası’ndan atıldın ve almış olduğun ceza altı ay ertelenmedi mi?” “Doğru, ama çok başarı göstermişydım. Oysa bu… Bu arada, arabanın sahibi kendi kullandığı saatleri düşürmek istiyor. Ben aslına bakarsan günde on iki saat kullanıyorum ve iyi taksi şoförü bulmak artık pek rahat değil. Ne dersin, Harry?” “Teşekkürler, bunu düşüneceğim.” “Neyin peşindesin peki?” “Beni uyutacak bir şeye ihtiyacım var.” “

Meram Masaj Salonu

Doktora gitsene.” “Gittim. Bana Imovane ile birkaç uyku hapı verdi. Aslabir işe yaramadılar. Daha güçlü bir şeyler istedim ama tabip kabul etmedi. “Nefesin içki kokarken doktora gidip sana Rohypnol vermesini istemek pek de akıllıca değil, Harry.” “Güçlü ilaçlar için fazla genç olduğumu söylemiş oldu. Sende var mı peki?” “Rohypnol mü? Delirdin mi? Yasal değil bir kere. Ben de Flunipam var. İkisi de aynı şey. Yarım tableti seni ışık hızıyla uyutur.” “Tamam. Baksana, şu an fazla param yok. Ama ay nihayetinde param alırsın. Rüyaları da durdurur mu?” “Ne?” “Rüya görmemi engeller mi?” Telefondan bir an ses gelmedi. “Baksana, Harry, hatırladım da Flunipam’ım bitmişti galiba. Birazcık da tehlikelidir.

Ek olarak rüya görmeni de engellemez. Aslen tam tersi etkisi var.” “asılsız söylüyorsun.” “belki, ama yine de ihtiyacın olan Flunipam değil. Rahatlamaya çalış, Harry. Biraz ara ver.” “Ara mı vereyim? Ben ara vermem. Bunu sen de bilirsin.” Harry telefondan taksinin kapısının açıldığını ve Øystein’in müşteriye cehenneme gitmesini söylediğini duydu. Sonra mevzuşmaya devam ettiler. “Rakel yüzünden mi?”